Ana sayfaAnnelikElsanatlarıHaberlerMagazin DünyaMagazin TürkiyeModaRessamlarSeramik

Tiyatro SinemaYazılarYemeklerSend TwitterTwitter'da bizFacebook'da bizPinterest'de biz GrafikSaati: 2006'dan beri

 

Annelik: Anne çocuk yazıları

Zeynep Sertkaya

Zeynep Sertkaya
Blogum
Facebook sayfam
Twitter sayfam
G+1 sayfam
Maillerim:
all_butterflies[at]hotmail[.]com
sertkayazeynep[at]gmail[.]com

DMCA.com 

Öğretmen - Anne Olmak

Yazan: Zeynep Sertkaya, GrafikSaati Kadınlar Kulübü

Öğretmen anne olmak

Mehmet Sertkaya ve annesi Zeynep Sertkaya

Pazartesi günü öğretmenlik yaptığım okuluma gittim. Malum ben birkaç aydır doğum iznindeyim. Ancak iznimin sonu geldi ve son 2,5 hafta için rapor almam gerekti. Çünkü okulun son 2,5 haftası için bana ders verilmesi demek; tüm ders programının değişmesi ve benim yerime derse giren ücretli öğretmen arkadaşın işsiz kalması demek. Neyse ki rapor alabildim ve bu sorunu böylelikle halledebildim.

Asıl bahsetmek istediğim konu elbette bu değil. Okula gidememek oğluşum için bile olsa , beni çok üzdü bu dönem. Çünkü yaklaşık 23 yıldır hiç bu kadar uzun süre okula gitmediğim olmamıştı. Önce öğrencilik sonra öğretmenlik derken insanın hayatı okuldan ibaret oluveriyor. Ama sakın şikayet ettiğimi düşünmeyin. Ben hayatımdan çok memnunum. Hatta fark edeceğiniz gibi okula gidememekten muzdaripim.
Grafik Saati kadınlar klubü
Okula giderken her zamanki mutluluk içimi sardı. Öğrencilerimi çok özlemiştim ve bahçede beni çığlıklarla karşıladılar. Onları görebilmek için teneffüs saatini denk getirdim tabi ki. Hepsini kucakladım, sarıldım, öptüm, kokularını içime çektim.

Öğrenciler nasıl kokar, bilir misiniz? Masumiyet kokarlar, merak kokarlar ve sevgi kokarlar. Siz onları severseniz , onlar sizi on misli severler. Siz onları korursanız, onlar sizi on misli korurlar.

Pazartesi günü bir kez daha dedim ki: "İyi ki öğretmen olmuşum." Çünkü öğretmenlik benim için annelik gibi, sabah 9'dan öğleden sonra 3'e kadar bana emanet olan o çocukların okul içindeki anneleri benim bana göre. bazen düşerler bahçede , hemen pansuman yaparım. Nöbetçiyken hırkasız gezene kızarım. İlk teneffüste abur cubur yiyenleri saptayıp derste nutuk atarım. Anneleri okula aç gönderiyor diye annelerine bile söylenirim kimi zaman.

Tam işim bitti okuldan ayrılacağım (Tabi bu arada öğle arası bile geçti hem öğretmen arkadaşlarımı hem de öğrencilerimi göreceğim derken) bir öğrencim koşarak geldi : "Oh! Şükür öğretmenim size yetiştim. (Elinde bir paket) Bu sizin." Kan ter içinde kalmış. Aldım elinden paketi her zamanki gibi söylenerek. Çok kızıyorum hediye almalarına, ama görgü kurallarını öğretmek ve heyecanlarını kırmamak adına kabul etmemezlik de yapamıyorum. Paketi bir açtım ki bir kutu üzerinde "Anneler gününüz kutlu olsun." yazıyor, içinde ne olduğunu boş verin. Hissettirdiklerinin yanında hiçbir önemi yok. Sarıldım tatlı kızıma, onun gözleri yaşlı, benim gözlerim yaşlı. Onun elleri titrek, benim ellerim titrek.

İşte öğretmen - anne olmak böyle bir şey. Kelimelerle ifade etmek , sizlere aktarmak çok zor. Ve öğretmen - anne olmak çok güzel. Bir sürü çocuğum, çocuğumun ise bir sürü kardeşi var. Hepsi bana tek tek oğlumu sordular : "Kardeşimiz nasıl öğretmenim? Büyüdü mü öğretmenim? Ne zaman getireceksiniz öğretmenim? Facebook'a sık sık resim koyun, görelim kardeşimizi öğretmenim."

Pazartesi günü bir kez daha dedim ki : "İyi ki öğretmen olmuşum. İyi ki öğretmen - anne olmuşum." Kendi öğretmen annelerimin ellerinden öperim : Annem ve büyükannem (İlk öğretmenlerim), Ünzile Şenoğlu (İlkokul öğretmenim), Meral Öğretmenim (İlk Dershane Öğretmenim) ve daha niceleri

Yazan: Zeynep SERTKAYA

Copyright: Her hakkı saklıdır  | grafiksaati.com[at]gmail.com  |  gizlilik politikası