| Çocuklarla Şiddetsiz İletişim Dili: İstekleri Dile GetirmekYazan: Zeynep Sertkaya, GrafikSaati Kadınlar Kulübü | Marshall B. ROSENBERG Rising Children Compassionately isimli kitap kapağından |
Bugün size öğretmenliğimin ilk yıllarından beri öğrencilerimle iletişimde kullandığım yöntemlerden birinden bahsedeceğim: İstekleri dile getirmek. Bir öğretmenin öğrencileriyle iletişimi bazen bir annenin çocuğuyla iletişimine çok benzer. Yine de örnekleri öğrenci-öğretmen diyalogu olarak değil, anne-çocuk diyalogu olarak vereceğim.
Yaşam içerisinde iletişimimizin sağlıklı yürümesinde, ihtiyaçlarımızı birbirimize doğru bir şekilde ifade etmek önemli bir yer tutar. Bu noktada, iletişim halinde olduğumuz birey çocuğumuz ise işler daha da karmaşıklaşabilir. Biz onun ihtiyaçlarını ve isteklerini algılamak için radarlarımızı sonuna kadar açmaya çalışırız. Ancak önemli olan, ihtiyaçların ve isteklerin karşılıklı olarak doğru ifade edilmesidir. Aksi takdirde, hem birbirimizi anlamamaktan yakınıp dururuz, hem de çatışmalar ortaya çıkar.
Peki, isteklerimizi nasıl dile getirelim de çocuğumuza ihtiyaçlarımızı ve beklentilerimizi tam olarak anlatabilelim?
1. Pozitif Eylem Dilini KullanmakÇocuğunuzdan bir şey isterken pozitif bir dil kullanın. Örneğin çocuğumuza "Odanı (salonu, masanı ...) dağıtma" demek yerine "Odanı (salonu, masanı ...) toplu tutmanı öneririm. Sonra toplarken az zaman harcarsın" gibi olumlu ifadeler kullanın. Ayrıca isteklerimizi açık, olumlu, somut eylem diliyle belirtmemiz, gerçekte ne istediğimizi de ortaya koyar. Mesela; kitap okumasını istediğimiz çocuğumuza sürekli olarak tabletiyle oynadığı için kızmamız hiçbir işe yaramaz. Hem olumsuz dil kullanmış, hem de isteğinizi açıkça dile getirmemiş oluruz.
2. Bilinçli Olarak İstemek / Rica EtmekÇoğu zaman karşımızdakinden ne istediğimizi tam olarak kendimiz de bilmediğimiz için, taleplerimizi bilinçli olarak ifade etmek yerine başka duygularla belirtiriz. Örneğin diyelim ki okuldan gelen çocuğunuzun o gün okulda olanları anlatmasını bekliyorsunuz, ama o gelir gelmez masaya oturup kurabiye yemeye başlıyor. Siz de buna kızıyorsunuz ve ellerini yıkamadan için sofraya oturduğu için onu azarlıyorsunuz. Oysa ki o an derin bir nefes alıp sizi asıl üzen noktaya odaklanmayı başarabilirseniz; "Bugün okulda neler oldu çok merak ediyorum, ellerini yıkadıktan sonra kurabiyelerini yerken bana anlatır mısın?" diye sormak aklınıza gelebilir. Bazen de yalnızca duygularımızı ifade ederiz. Ancak çocuğumuz ifade ettiğimiz duyguyu oluşturan talebimizi anlamayabilir.
Mesela şöyle bir konuşma düşünelim: Anne: “Sana çok kızgınım, televizyonu kapat ve odana git.” diyor. Çocuk da şöyle düşünüyor: “Odamı toplamadığım için mi, yarın yazılım varken çok televizyon seyrettiğim için mi, yoksa tişörtümü yırttığım penyem için mi kızdı?”
Anne bunun yerine “Yarın matematik yazılın var sanıyordum. Biraz çalışırsan iyi not alabilirsin. Ben de dizimi izlerken sana meyve soyarım. Ne dersin?” ifadesini kullanabilir.
Böylelikle çocuğunuza hem dizi izlemek istediğinizi, hem de onun ders çalışmasını istediğinizi anlatmış olursunuz. 3. Yansıtma İstemekGönderdiğiniz mesajla alınan mesajın aynı olduğunu anlamak için, çocuğunuzdan mesajı size yansıtmasını isteyin. Böylece çocuğunuzun sizin söylediğinizden ne anladığını tespit edebilir ve yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmış olursunuz. "Beni dinlemiyorsun", "Ben öyle dememiştim" gibi iletişimi tamamen engelleyecek diyalog başlangıçları da engellenmiş olur.
Örneğin; Anne : Ödevlerini eksik yapıyormuşsun. Yemekten sonra kitabını getirir misin eksik kısımların üstünden bir geçelim. Çocuk : Hı tamam. Anne : Az evvel ne istedim ben senden oğlum/kızım? Çocuk : Türkçe ödev eksiklerimi yapacağını söyledin anne. Anne : ???
Görüldüğü gibi çocuk annenin söylediğini kendi istediği gibi (ya da işine geldiği gibi) anlamıştır. Bu nedenle, annenin en başta; "Öğretmenin ödevlerini eksik yaptığından söz etti. Yemekten sonra Türkçe kitabını bana getirirsen eksik yerleri tamamlaman için sana gösterebilirim." derse ya da yansıtma istemeyi ihmal etmezse iletişim çıkmaza girmez. 4. Dürüstlük İstemekİletişim süreci isteğimizi karşımızdakine iletmemizle tamamlanmaz. Biz isteği belirtiriz belirtmesine, ama acaba karşımızdaki bu isteğimiz hakkında ne düşünüyor, yerine getirmeye istekli mi; işte bu soruların cevapları iletişim sürecinin devamını sağlar. Çocuğunuz odasını toplamasını istediğinizde odasını toplamak istiyor mu ya da ödev yapmasını istediğinizde ödev yapmaya hazır mı bilmeniz gerekir. Ama bunu dışarıdan bakarak anlayamazsınız. Bu nedenle, isteklerinizi dile getirdikten sonra çocuğunuzdan talebinizle ilgili dürüstlük isteyin. Yani odasını toplayıp toplamayacağını, ödevlerini yapıp yapmayacağını sorun. Cevabıyla ilgili sebepleri dinleyin.
Mesela; Anne: Mutfakta bana yardım eder misin? Çorbayı karıştırırken bulaşık makinesini yerleştiremiyorum. Çocuk: (Televizyon başındadır) Birazdan geliyorum.
Dürüstlük istemezseniz: Dakikalar geçer, sinirlenirsiniz.
Anne: Senden bir daha yardım istemeyeceğim. Televizyonun başından kalkıp 2 dakika gelemedin. Çocuk: ???
Dürüstlük isterseniz : Anne: Sana hemen ihtiyacım var, eğer yardım etmek istemiyorsan söyler misin? Çocuk: Filmin son sahnesi anne 5 dakika sonra gelsem olmaz mı?
Elbette şu an bunları okurken; "Bütün bu iletişim kurallarına uyarak doğru iletişimi sağlayabileceğimizden emin değilim", "Benim çocuğumda bunlar işe yaramaz" gibi olumsuz düşünceleri olan anneler olabilir. Ancak iletişimin, özellikle de çocuklarla iletişimin sabırla yönetilebileceğini hatırlatmak isterim. Üstelik bu sadece bir yöntem. Bu yöntemin işe yaramaması başka yöntemlerin işe yaramayacağını göstermez. Ayrıca, daha önce denediğiniz yöntemlerin sonuç vermemesi bu yöntemin de sonuçsuz kalacağını göstermez. Sabırla deneyin ve yaşam tarzı haline getirin. İletişim engellerinin yıkıldığını ve şiddetsiz iletişim kurduğunuzu göreceksiniz.
Kaynak: Şiddetsiz İletişim: Marshall B. ROSENBERG Anne-Çocuk İlişkilerine Uyarlayan: Zeynep SERTKAYA Bunlar da ilginizi çekebilir Annelik yazıları Zeynep Sertkaya yazılarından örnekler
Zeynep Sertkaya'nın grafiksaati yazıları |